NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
حَمَّادٌ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ إِسْحَقَ
عَنْ عَمْرِو
بْنِ
شُعَيْبٍ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ جَدِّهِ
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
كَانَ
يُعَلِّمُهُمْ
مِنْ
الْفَزَعِ
كَلِمَاتٍ
أَعُوذُ
بِكَلِمَاتِ
اللَّهِ
التَّامَّةِ
مِنْ
غَضَبِهِ وَشَرِّ
عِبَادِهِ
وَمِنْ
هَمَزَاتِ
الشَّيَاطِينِ
وَأَنْ
يَحْضُرُونِ
وَكَانَ عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
عُمَرَ
يُعَلِّمُهُنَّ
مَنْ عَقَلَ
مِنْ بَنِيهِ
وَمَنْ لَمْ
يَعْقِلْ
كَتَبَهُ
فَأَعْلَقَهُ
عَلَيْهِ
(Şu'ayb b. Abdullah b.
Amr b. Âs'ın) dedesinden rivayet olunduğuna göre; Rasûlullah (s.a.v.) kendilerine
korkudan (kurtulmaları için şu) sözleri öğretirmiş:
"Allah'ın
gazabından, kullarının şerrinden, şeytanların vesveselerinden ve (onların) bana
uğramalarından, Allah'ın tam olan kelimelerine sığınırım."
(Ravi sözlerine devam
ederek dedi ki): Abdullah b. Amr (b.Âs), bu sözleri çocuklarından aklı eren
kimselere öğretir, aklı ermeyenlere de yazıp üzerine asardı.
İzah:
Tirmizî, da'avât;
Muvatta, şi'r; Ahmed b. Hanbel, II, 181, IV, 57, VI, 6.
Rasûl-i Zîşan Efendimiz,
uykusu içerisinde korkan kimselere bu duayı öğrettiği gibi, uykusu kaçıp
kendisini uyku tutmayan Halid b. Velid'e de uykusuzluktan kurtulması için yine
bu duayı öğretmiştir.[Nevevî, el-Ezkâr, (Çev: Abdülhalık Duran), 125-126.] Bu
bakımdan metinde geçen bu dua, uyku içinde ve uyku dışında her türlü korkulu
ve sıkıntılı haller için çok tesirli bir şifadır.
Hz. Âişe (r.anha)'nın
haber verdiğine göre; Hz. Nebi duayı öğrettikten üç gün sonra Halid Hz.
Nebi'in huzuruna gelip, bu duayı okuduktan sonra geceleyin kendisine arız olan
korkudan kurtulduğunu söyleyerek teşekkür etmiştir.[Muhammed b. Allan,
el-Fütühâlü'r-Rabbâniyye, III, 185-186.]
Metinde geçen
"Allah'ın gazabı" kelimesinden maksat, Allah'ın yardımını kesip
intikam almasıdır. Şeytanların bir kula musallat olabilmeleri ise ancak
Allah'ın ondan yardımım kesmesinden sonra mümkün olur.
Hadİs-i şerifte
öğretilen bu dua, "... ve onların yanımda bulunmalarından sana sığınırım
Rabbim"[Mu'minûn 98] meâlindeki âyet-i kerimeden iktibas edilmiştir
Bu hadis-İ şerif âyet
ve duaların muska şeklinde yazılarak taşınmasının caiz olduğunu söyleyen Hz.
Âişe ile Ahmed b. Hanbel ve Şâfiîlerin çoğunluğunun delilidir.
Ancak İbn Abbas, İbn
Mes'ud, Hanefîler ve bazı Şâfiîler; nazarlık vb. şeylerin taşınmaması
hakkındaki rivayetlere bakarak âyet ve duaları muska şeklinde yazarak
takınmanın caiz olmadığını söylemişlerdir.[Seyyid Sabık, Fıkhu's-Sünne, I,
495-496.]